7 Mart 2012 Çarşamba

Bir PC Ortalama Ne Kadar Güç Çekiyor?


Son zamanlarda Forum'larımızda çok sık bir şekilde dile getirilen ve maillerinizde çok sık sorduğunuz bir soru var: "Bir PC ortalama olarak ne kadar güç çekiyor?" İşin bilincinden olan kullanıcılar için bu sorunun cevabı oldukça önemli. Parçalarınız ortalama olarak ne kadar fazla güç çekiyorsa, o gücü gerçekten sağlayabilecek kasa güç kaynağı almak istiyor. Düzgün çalışma ortamı ve ileride yapacağınız donanımsal terfiler için alacağınız güç kaynağının sunduğu çıkış gücü önemli olabilir.

Forum'larda gördüğümüz kadarıyla, okuyucularımızın tercih ettiği veya bizim sizlere önerdiğimiz sistemler için genelde gerçek 300W'lık güç kaynakları yeterli olabiliyorken, çok etli butlu sistemlerde alacağınız güç kaynağının sizler için yeterli güç sağlayamayabilir.

Sisteminizde kullandığınız parçaların ne kadar güç çektiğini tam olarak hesaplayabilmek için ilk dikkat etmeniz gereken nokta, hangi parçanın hangi kanalı kullandığını bilmeniz. Zira, bazı üst düzey güç kaynakları haricindeki güç kaynakları genellikle +5V ve +3.3V kanalları devre paylaşımı ile çalıştığından +5V ve 3.3V kanalından verilen güç, bir diğer ifade ile "Combined Power", ortak kullanılır.

Bilgi olması açısından, sistemlerimizde kullandığımız parçaların hangi kanalı kullandıklarına bir tabloda bakalım:



























 
Kanal
Anakart
+3.3V, +5V, +12V
İşlemci
+12V
Ekran Kartı
+5V
Bellek
+5V
Veri Depolama Aygıtları (HDD, CD-RW vs.)
+5V, +12V
İşlemci fanı
+12V
USB Aygıtı
+5V

Güç kaynakları üzerinde yer alan etiketlerde, hangi kanaldan ne kadar güç sağlanabileceği görülebilir. Bu hesabı yaparken, kanaldan geçen akım göz önüne alınıyor. Örneğin, +12V'luk kanaldan maksimum 15A geçtiğini varsayarsak, bu kanaldan sağlanan güç miktarının 180W olduğu hesaplanabilir. Fakat pratikteki değerler bu değerlerin altındadır. Çoğu güç kaynağında +3.3V ve +5V kanallarının devre paylaşımı ile çalıştığını unutmamak lazım.

Peki, güncel bir sistem topladığımızda ortalama olarak ne kadarlık bir güç kaynağına ihtiyacımız olacak? Buna da bir tablo halinde kabaca bakalım.




































 
Gereken Güç (Watt)
Athlon XP 1700+ / 2200+ / 2700+
49,4 / 62,8 / 68,3 W
Pentium 4 2.0 / 2.4 / 2.8 GHz
66 / 74,4 / 85,2 W
Anakart
23.5 W
GF4 MX 440 / GF4 Ti4200
17,8 / 38,3 W
Ati Radeon 8500 / 9700pro
41,1 / 64,2 W
HDD (5400 / 7200 rpm)
10,4 / 27,7 W
CD-RW ( 48X)
26,8 W
Bellek (DDR 333 @ 2.5V)
7,7 W
USB Aygıt
8 W
CPU Fanı
2 W

Tablodaki değerlendirirken şunları göz önünde bulundurun:



  • Yukarıdaki değerler tek aygıt için. Örneğin, iki tane diskiniz varsa verilen değeri iki ile çarpın. Ya da +12V kanalından beslenen fanlarınız varsa bu değerleri elinizdeki fan adediyle çarpın.
  • Aynı şekilde, bir DDR belleğin harcadığı rakam tablodaki gibi. İki veya daha fazla modül taktığınızda, çekilen güç artacak.

Elde ettiğiniz değerleri topladığınızda, bir değer elde edeceksiniz. Mesela, aldığınız sistemin 250W güç çektiğini kağıt üzerinde hesapladınız. Alacağınız güç kaynağının, bu değerden yaklaşık %15 daha fazla güç sağlayabiliyor olmasını öneririz. Böylece, ileride ekleye(bile)ceğiniz ekstra aygıtlar için tölerans tanımış olursunuz. Üstelik, güç kaynağını tam sınırda çalıştırmak pek doğru değil. Bunu mutlaka göz önünde bulundurun.

Tüm sisteminizin ne kadar güç harcadığını bulmak için Japon bir PC meraklısının hazırladığı bu sayfayı ziyaret etmenizi öneririz. Tüm sisteminizin hangi kanaldan ne kadar güç çektiğini rahatça hesaplayabilirsiniz. Biz de değerleri verirken bu sayfadan yararlandık.

Son olarak sürekli tekrarladığımız cümleleri tekrar sarfedelim: Piyasada 10-15$'a satılan hiçbir 300-350-400W'lık güç kaynağı üzerindeki yazan değeri vermez. Bilakis, neredeyse yarısı kadar değer verir. Üstelik, bu dandik güç kaynaklarının hiçbir koruma özeliği mevcut değildir. En ufak yüklenmede, voltaj dalgalanmasında güç kaynağı kendisini patlatmakla kalmaz, beraberinde sisteminizi de götürebilir. Bu tarz sebeplerden kaynaklanan hiçbir sorun garanti kapsamı içinde yer almaz. Bunu göz önünde bulundurmalısınız. Yani, olan olduktan sonra ağlayıp sızlamakta hiçbir fayda yok.

Sisteminiz ne olursa olsun mutlaka kaliteli bir güç kaynağı alın / aldırın / satın. Ne kadar mantıklı bir iş yaptığınızı er ya da geç anlayacaksınız.

Alternatif E-Mail Programları


Gerek, Microsoft Windows işletim sistemleri ile beraner gelen Outlook Express ve MS Office ile beraber gelen Outlook'un ciddi güvenlik açıkları ile sorular yaşamış, gerekse de bu yazılımlardan sıkılmış olan kullanıcılar alternatif e-mail kontrol yazılımlarına yönelmek istiyor.

Alternatif e-mail kontrol programları, Microsoft’un Outlook ve Outlook Express özelliklerinin tamamını ve daha fazlasını taşıyabiliyor. Bazıları ise ihtiyaçlara göre daha az özellik taşıyor. Özellikle güvenlik konusuna önem verenlerin Outlook alternatiflerini ciddi ciddi değerlendirdiğini de ekleyelim.

Önerdiğimiz alternatif e-mail kontrol programlarına ve özelliklerine kısaca göz atalım:

Eudora: En Eski E-Mail Yazılımlarındanhttp://www.eudora.com

Eudora, Microsoft’un işletim sistemlerine Outlook Express’i entegre etmesinden daha öncesine dayanan email yazılımı. 15 milyona yakın kullanıcısı olduğu belirtiliyor.


Eudora’nın şu anda 6.0 sürümü bulunuyor. Programın hem ücretli, hem de ücretsiz versiyonu mevcut. Ücretsiz versiyonunda, sol alt köşede ufak bir reklam yayınlanıyor ve özelliklerin bir kısmı kullanılamıyor.

Paralı versiyonunda SpamWatch adında, SPAM e-mailleri izleyen ve ayarladığınız takdirde bunları otomatik olarak silen, aksi takdirde “Junk Mail” adlı klasöre gönderen özelliği var. Sorun yaşadığınız takdirde, bire-bir teknik destek alabilir ve 12 ay boyunca ücretsiz güncellemelerden faydalanabilirsiniz. Fiyatı 49,95$.

Sponsor destekli ücretsiz versiyonunda SpamWatch özelliği bulunmuyor ve teknik destek alamıyorsunuz. Tamamen ücretsiz versiyon ise daha az özellik sunuyor ve reklam bulunmuyor.

Eudora, temelde güvenlik açığı fazla olmayan bir yazılım. Varolan güvenlik açıkları ise kullanıcılara lanse edilmeden gideriliyor. Özellik olarak ise, mesaj arama, mesaj filtreleme konusunda önemli üstünlükleri var. Örneğin, SpamWatch özelliğine tek tıkla yeni email adresleri veya kullanıcılar ekleyebiliyor, e-mail içerisinde geçen bir kelimeyi seçerek o kelimeyi tüm e-mail’ler içerisinde aratabiliyorsunuz.

Haber grubu takibi için herhangi bir modülü bulunmuyor. Sadece e-mail kontrol yazılımı. Windows ve Mac platformu için versiyonları bulunabiliyor.

Mozilla ThunderBird: Açık Kaynak Kodlu E-Mail Programı
http://www.mozilla.org/products/thunderbird/

ThunderBird henüz tamamen tamamlanmış bir yazılım olmasa da, sunduğu özellikler itibariyle dikkat çekmeyi başarıyor. Üstelik, açık kaynak kodlu olması, eğer iyi bir programcı iseniz, programa müdahele etme şansı tanıyor.


ThunderBird’in temel özellikleri, açık kaynak kodlu olması, genişletilebilir modüler yapılı olması, farklı zevklere göre tema(theme) yükleme opsiyonu sunması, güvenlik ve e-mail yönetim konusunda kayda değer özellikler sunması.

Mozilla ThunderBird’in beraberinde gelen Spam filtreleme sistemi, olası spam e-mailleri sizlere belirtiyor ve veritabanında bulunan kayıtlara paralel olarak doğrudan sileniliyor veya belirli bir klasöre atabiliyor.

ThunderBird, Outlook ve Outlook Express, Netscape Communicator ve Eudora e-mail yazılımlarından e-mailleri, adresleri ve ayarları alabiliyor.

ThunderBird, Linux, Windows, MacOS platformlarında çalışabildiği gibi entegre haber grubu takibi modülü de sunuyor.

Tavsiye edilir.

IncrediMail: Eğlenceli E-Mail Programı
http://www.incredimail.com/

İlginç bir e-mail kontrol yazılımı. Mesajlara çok ilginç ses, 3D efektler verebiliyorsunuz. Eğlenceli bir yazılım. Animasyon ve multimedya özelliklerin haricinde temel özellikler sunuyor. Spam filtresi bulunmuyor. Popüler e-mail yazılımlarından mesajlarınızı ve adres defterini alabiliyor.


Meraklı kullanıcıların en azından denemesini tavsiye ederim. Program ücretsiz.

Faydalı Linux İpuçları



  • XWindows Otomatik Gelsin
     [Yazan: dursun_cakir]

    Bazen Linux'u açtığınızda direkt olarak Xwindows gelmez. Komut satırında kalır ve siz startx yazarak girebilirsiniz. Ama Xwindows'un otomatik gelmesini istiyorsunuz. Yapılacak işlem: 

    /etc/inittab dosyasındaki initlevel değerini 5 yapın.
  • XWindows kullanıcıları için yeteri kadar konsol açılsın [Yazan: Alchemist#]

    Eger surekli Xwindows kullaniyosaniz ve konsolla pek isiniz olmuyorsa /etc/inittab içindeki:

    # Run gettys in standard runlevels
    1:2345:respawn:/sbin/mingetty tty1
    2:2345:respawn:/sbin/mingetty tty2
    3:2345:respawn:/sbin/mingetty tty3
    4:2345:respawn:/sbin/mingetty tty4
    5:2345:respawn:/sbin/mingetty tty5
    6:2345:respawn:/sbin/mingetty tty6


    Satırlarını 

    # Run gettys in standard runlevels
    1:2345:respawn:/sbin/mingetty tty1
    2:2345:respawn:/sbin/mingetty tty2
    #3:2345:respawn:/sbin/mingetty tty3
    #4:2345:respawn:/sbin/mingetty tty4
    #5:2345:respawn:/sbin/mingetty tty5
    #6:2345:respawn:/sbin/mingetty tty6


    olarak degistirmenizi öneririm. Bu, size 4-5 MB arasi RAM'inizi boşaltır. 2 konsol genelde yeterli oldugu icin x kullanıcılarına, kullanmadığınız konsollar kapatmış olursunuz.
  • Linux her açılışta otomatik mount yapsın [Yazan: dursun_cakir]

    /etc/fstab dosyasına otomatik mount satırlarını eklemek yeterli olacaktır.

    Not : Boşluklara dikkat!

    Örnekler:

    /dev/hda1 / ext3_default 1 1
    /dev/cdrom /mnt/cdrom auto user,noauto,nosuid,exec,nodev,ro 0 0

    gibi. Eğer otomatik mount yapmak istediğiniz bölüm Fat32 ise dosya tipi yerine "vfat" yazacaksınız. Örneğin:

    /dev/hda1 /mnt/Win_c vfat auto,usr,rw 0 0
  • Linux'da Scandisk [Yazan: dursun_cakir]

    Linux işletim sisteminde esasen scandisk gibi bir işleme gerek yoktur. Aslında Manuel olarak gerek yoktur. Çünkü Linux her açılışta disk kontrol işlemini otomatik olarak yapar. Ama bazı durumlarda manuel olarak yapmak gerekebilir. Bu durumda yapılması gereken işlem şudur. Öncelikle taranacak diski unmount edin. Komut satırında iken:

    fsck 

    komutunu vermeniz gerekir.  Bu komut esasen hangi dosya sisteminde hangi sorunlar olduğunu bulmak ve gerekli programı başlatmaktır. Yani kendisi sadece test eder, onarmaz. Sorunu bulduktan sonra o dosya sisteminin tamir aracını çalıştırır.

    ext2 dosya sistemi için bu aracın adı "e2fsck" dir. Ext3 dosya sistemi için "e3fsck"…

    Bu komutların direkt kullanımı ve parametreleri: 

    -c :disk üzerinde bad sectör taraması yapar.
    -f :dosya sisteminin temiz olması halinde bile kontrol eder.
    -y : sorulan tüm sorulara "yes" cevabını otomatik olarak verir.

    Öncelikle taranacak diski unmount edin…

    e2fsck /dev/hda1
    e2fsck -f -y /dev/hda1
    e2fsck -c /devhda1


    gibi.
  • Sabit Disk'lerin 32 bit erişimini açın [Yazan: octinum]

    Genellikle sabit disklerin 32 bit disk erişimi kapalı oluyor. Bunu açılışta aktifleştirmek için hdparm aracını kullanıyoruz, tabii ki sistemde bunun mevcut olması gerek. Çoğu linux dağıtımında var. 

    /etc/rc.d dizininde sysinit.rc diye bir dosya olması gerek. Onu bir editörle açıp ortalarında bir yere:

    hdparm -c1 /dev/hda 

    satırını ekleyebilirsiniz. hda yerine diskiniz neyse onu koymanız gerektiğini söylememe gerek yok. Tam olarak ne işe yaradığını bilmiyorum ama sistemimde performans sorunum var gibisinden bir soruma aşağıdaki satırı yazmam önerisi gelmişti, atlamadan yazayım:

    hdparm -u1 /dev/hda

    bu da "unmask irq" gibisinden bişey diyor hdparm'ın man sayfaları. 

    sabit diskinizle ilgili test için ise:

    hdparm -t /dev/hda
    hdparm -T /dev/hda 

    kullanabilirsiniz. 

NOT: Bu metin, yeni ipuçları ile sürekli güncellenecektir. Eğer sizlerin de paylaşmak istediği Linux ipuçları varsa Forum'larımızdaki Linux kategorisini veya direkt ilgili konuyukullanabilirsiniz.