7 Mart 2012 Çarşamba

Faydalı Linux İpuçları



  • XWindows Otomatik Gelsin
     [Yazan: dursun_cakir]

    Bazen Linux'u açtığınızda direkt olarak Xwindows gelmez. Komut satırında kalır ve siz startx yazarak girebilirsiniz. Ama Xwindows'un otomatik gelmesini istiyorsunuz. Yapılacak işlem: 

    /etc/inittab dosyasındaki initlevel değerini 5 yapın.
  • XWindows kullanıcıları için yeteri kadar konsol açılsın [Yazan: Alchemist#]

    Eger surekli Xwindows kullaniyosaniz ve konsolla pek isiniz olmuyorsa /etc/inittab içindeki:

    # Run gettys in standard runlevels
    1:2345:respawn:/sbin/mingetty tty1
    2:2345:respawn:/sbin/mingetty tty2
    3:2345:respawn:/sbin/mingetty tty3
    4:2345:respawn:/sbin/mingetty tty4
    5:2345:respawn:/sbin/mingetty tty5
    6:2345:respawn:/sbin/mingetty tty6


    Satırlarını 

    # Run gettys in standard runlevels
    1:2345:respawn:/sbin/mingetty tty1
    2:2345:respawn:/sbin/mingetty tty2
    #3:2345:respawn:/sbin/mingetty tty3
    #4:2345:respawn:/sbin/mingetty tty4
    #5:2345:respawn:/sbin/mingetty tty5
    #6:2345:respawn:/sbin/mingetty tty6


    olarak degistirmenizi öneririm. Bu, size 4-5 MB arasi RAM'inizi boşaltır. 2 konsol genelde yeterli oldugu icin x kullanıcılarına, kullanmadığınız konsollar kapatmış olursunuz.
  • Linux her açılışta otomatik mount yapsın [Yazan: dursun_cakir]

    /etc/fstab dosyasına otomatik mount satırlarını eklemek yeterli olacaktır.

    Not : Boşluklara dikkat!

    Örnekler:

    /dev/hda1 / ext3_default 1 1
    /dev/cdrom /mnt/cdrom auto user,noauto,nosuid,exec,nodev,ro 0 0

    gibi. Eğer otomatik mount yapmak istediğiniz bölüm Fat32 ise dosya tipi yerine "vfat" yazacaksınız. Örneğin:

    /dev/hda1 /mnt/Win_c vfat auto,usr,rw 0 0
  • Linux'da Scandisk [Yazan: dursun_cakir]

    Linux işletim sisteminde esasen scandisk gibi bir işleme gerek yoktur. Aslında Manuel olarak gerek yoktur. Çünkü Linux her açılışta disk kontrol işlemini otomatik olarak yapar. Ama bazı durumlarda manuel olarak yapmak gerekebilir. Bu durumda yapılması gereken işlem şudur. Öncelikle taranacak diski unmount edin. Komut satırında iken:

    fsck 

    komutunu vermeniz gerekir.  Bu komut esasen hangi dosya sisteminde hangi sorunlar olduğunu bulmak ve gerekli programı başlatmaktır. Yani kendisi sadece test eder, onarmaz. Sorunu bulduktan sonra o dosya sisteminin tamir aracını çalıştırır.

    ext2 dosya sistemi için bu aracın adı "e2fsck" dir. Ext3 dosya sistemi için "e3fsck"…

    Bu komutların direkt kullanımı ve parametreleri: 

    -c :disk üzerinde bad sectör taraması yapar.
    -f :dosya sisteminin temiz olması halinde bile kontrol eder.
    -y : sorulan tüm sorulara "yes" cevabını otomatik olarak verir.

    Öncelikle taranacak diski unmount edin…

    e2fsck /dev/hda1
    e2fsck -f -y /dev/hda1
    e2fsck -c /devhda1


    gibi.
  • Sabit Disk'lerin 32 bit erişimini açın [Yazan: octinum]

    Genellikle sabit disklerin 32 bit disk erişimi kapalı oluyor. Bunu açılışta aktifleştirmek için hdparm aracını kullanıyoruz, tabii ki sistemde bunun mevcut olması gerek. Çoğu linux dağıtımında var. 

    /etc/rc.d dizininde sysinit.rc diye bir dosya olması gerek. Onu bir editörle açıp ortalarında bir yere:

    hdparm -c1 /dev/hda 

    satırını ekleyebilirsiniz. hda yerine diskiniz neyse onu koymanız gerektiğini söylememe gerek yok. Tam olarak ne işe yaradığını bilmiyorum ama sistemimde performans sorunum var gibisinden bir soruma aşağıdaki satırı yazmam önerisi gelmişti, atlamadan yazayım:

    hdparm -u1 /dev/hda

    bu da "unmask irq" gibisinden bişey diyor hdparm'ın man sayfaları. 

    sabit diskinizle ilgili test için ise:

    hdparm -t /dev/hda
    hdparm -T /dev/hda 

    kullanabilirsiniz. 

NOT: Bu metin, yeni ipuçları ile sürekli güncellenecektir. Eğer sizlerin de paylaşmak istediği Linux ipuçları varsa Forum'larımızdaki Linux kategorisini veya direkt ilgili konuyukullanabilirsiniz.

USB 1.1 ve 2.0 Hakkında Sıkça Sorulan Sorular


USB 2.0 çıktıktan sonra USB 1.1 portlarıyla aynı olduğu için ve bazı sistemlerde USB 1.1 ve USB 2.0 portlar birarada bulunduğundan ve piyasada çok fazla USB aygıt gezmeye başladığından, USB hakkında çokça sorular yöneltilmeye başlandı. Biz de bunları derleyip, bir ara getirmeyi uygun gördük. Teker teker sorulara ve cevaplarına bakalım:


  • USB 1.1 ve USB 2.0 arasındaki farklar nedir?


USB 1.1 ve USB 2.0 portları fiziksel olarak aynıdır. USB 1.1 standardı, veri iletişim hızını 12 Mbit/saniye ile sınırlar. USB 2.0'da veri iletişim hızı 480 Mbit/saniye'dir. Arada büyük fark vardır. USB portunu kullanan USB 1.1'nin hız kısıtlamasından dolayı yüksek performansta çalışan aygıtlar üretilemiyordu; USB 2.0 ile bu sınır ortadan kalktı. Örneğin, artık yüksek hızda CD / DVD yazıcılar USB 2.0 standardını kullanır.

Bir ürünün USB 2.0 standarında çalışması için hem kendisinin USB 2.0 kontrolcüsüne sahip olması; hem de anakartın USB 2.0 destekli olması gerekir.


  • USB 2.0 aygıtlar USB 1.1 portta; USB 1.1 aygıtlar ise USB 2.0 portta çalışır mı? Yani, portlar arasında uyumluluk var mıdır?


USB 1.1 ve 2.0 portlar birbirileriyle tamamıyla uyumludur. Yani, USB 2.0 olan aygıtınızı rahatça USB 1.1 portuna; USB 1.1 olan aygıtınızı USB 2.0 standardındaki portlara takabilirsiniz. Taktığınız aygıtlar çalışacaktır. Ancak:

- USB 1.1 olan aygıtı USB 2.0 destekli sisteme taktığınızda hızı yine USB 1.1 standardı ile sınırlıdır.
- USB 2.0 olan aygıtı USB 1.1 destekli sisteme taktığınızda hızı USB 1.1 standardınını hızı ile limitlenir. Yani tam performans ile çalışmaz diyelim.

Yani aygıtlar değişikli olarak farklı standartlarda kullanılabiliyor. Ancak işin için USB port çoklayıcılar (USB Hub) girdiği zaman bazı durumlar ortaya çıkabilir:



    • USB 1.1 hub'lar USB 2.0 portlarda; USB 2.0 hub'lar USB 1.1 portlarda sorunsuz çalışır.
    • Sistemlere birbirine bağlı 4 hub eklenebildiği(zincirleme) söylenir ama çoğu sitede 2 hub'dan sonra sorun çıkabilir. Hub kullanımını en aza indirgemek önemlidir. Hub'lar, gerçek USB portlar kadar sağlıklı çalışmayabiliyor.
    • Bazı aygıtların USB hub'larla uyumsuzluğu mevcut. Eğer böyle bir durumla karşılaşırsanız, "hakiki" USB portunuzda deneme yapmalısınız.



  • Hangi işletim sistemleri USB 2.0'ı destekliyor?

    Micrososft, XP ve Windows 2000 için ilk etapta resmi USB 2.0 sürücüsü sağlamadı. Fakat XP için SP1; Windows için ise SP4 yama paketiyle birlikte resmi USB 2.0 sürücüleri sunulmuş olundu. Bu sürücülere aynı zaman Windows Update sayfasından da ulaşılabilir. Resmi sürücüler çıkmadan önce, USB 2.0 çiplerini üretene 3. parti üreticilerin sürücüleri kullanılmaktaydı. Windows Update sayfasına uğradığınızda, eğer USB 2.0 aygıta sahip değilseniz, USB 2.0 sürücüleri sisteminize yüklenmeyecektir.

    Windows ME, 98SE ve 98 için ise, çip üreticisinin sürücülerini kullanmalısınız.

  • USB 1.1 ile USB 2.0 aygıtları nasıl ayırt ederim?
    Aldığınız USB aygıtın üzerinde USB standartlarına uyduğunu belirten bir logo olmalıdır. Bu logoya göre aygıtın USB 2.0'mı, yoksa USB 1.1 olduğu rahatça anlaşılabilir. Bu logolar şöyledir:



  • Sistemimin USB 2.0 desteklediğini nasıl anlarım?

    Micrososft işletim sistemine sahipseniz: Aygıt yöneticisinden USB kontrolcüleri bölümünü açın. Eğer orada " Enhanced USB Host Controller", yani "Gelişmiş USB Kontrolcüsü" ifadesi görürseniz, işletim sisteminin USB 2.0 destekliyordur.

    Windows ME, 98 için ise, bu ifadeye rastlayamazsınız.Çünkü Micrososft'un bu işletim sistemleri için resmi sürücüleri yoktur. USB 2.0 çip üreticilerinin sürücülerini kullanmak zorunda olduğunuzdan, aygıt yöneticisinde USB 2.0 kontrolcüleri üretici isimleri ile birlikte çıkacaktır.

NOT: Bu yazı, zaman zaman güncellenebilir ve yeni soru-cevaplar eklenebilir. Diğer işletim sistemleri için de bilgileri buraya eklemeyi planlıyoruz.

PCI-X ve PCI Express aynı şey midir?



İçinde bulunduğumuz günlerde sistemlerde köklü değişikliklerin adımları atılmakta. Bunlardan birisi hiç kuşkusuz sistemlerimizde ilk başta AGP'nin daha sonra PCI genişleme yuvasının yerini yavaş yavaş alan PCI Express(PCIe) teknolojisi. Oldukça fazla artısı olan bu teknoloji şimdilik çok yeni olduğundan, avantajlarını ortaya tam olarak koyamasa da, gerek güç tüketimindeki özellikle AGP limitlerini genişletmesi, gerekse sistem belleğini daha efektif kullanarak ekran kartı ve diğer donanım maliyetlerini kısma imkanı vermesiyle şimdiden etikisini göstermeye başladı.

Ancak PCIe konusunda önemli bir karışıklık da gündeme geldi. Server platformlarında uzun süredir kullanılan PCI-X standartı ki amacı PCI slotlarından daha fazla bant genişliği sağlayıp gigabit ethernet gibi server platformlarında gerekli iletişim kartlarına gerekli bantgenişliğini sağlamaktır, PCI Express ile karıştırılır oldu. PCI-X slotlu anakart alıp PCI Express ekran kartı takmaya çalışanlar hayal kırıklığı yaşadıkları gibi kurmak istedikleri sistemi tam olarak kuramamış oldular.

Bu iki teknoloji birbiriyle kesinlikle uyumlu değildir. Telafuz hataları nedeniyle de satıcılar sizi yanıltabilir. O nedenle server ya da workstation alacaksanız ekran kartı ihtiyacınızı belirleyin ve alacağınız sistemde ihtiyacınızı karşılayacak ekran kartı yuvasının olduğundan emin olun. Kullanacağınız ekran kartını belirledikkten sonra satıcınız uyumsuz bir sistem zaten satamaz.

ADSL Bağlantım Otomatik Yapılsın


PCI veya USB ADSL modem kullananlar, işletim sistemi açıldıktan 10-15 saniye sonra modemlerinin kullanıma hazır hale geldiğini biliyor. Internet bağlantısını başlatmak için ise normal şartlarda manuel olarak işlem yapmak zorunda kalınıyor.

Bilgisayarınız her açıldığında, PCI veya USB ADSL modeminizin otomatik olarak Internet bağlantısını gerçekleştirmesini; bağlantı koptuğunda da tekrar bağlanmasını sağlayabilecek bir yazılım mevcut. CiDial.

183 KB'lık bu programı kurduktan sonra yapmanız gereken, ayarlar bölümünden (settings) ADSL bağlantınız için kullandığınız çevirmeli bağlantıyı göstermek ve ayarları kaydedip çıkmak. Bilgisayarınızı her açtığınızda bu programın çalışmasını ayarlamak için ise, "Başlat" menüsündeki "Startup" veya "Başlangıç" klasörünün içerisine CiDial programının kısayolunu yarayın. Program kendisini "Program FilesCiDial" klasörü altına kaydediyor.

CiDial programını download etmek için tıklayın.

Elektrik gidip gelince sistemim neden kendiliğinden çalışıyor?


Elektrik gidip geldiği zaman veya kasa güç kaynağına bağlı olan güç kablosunu çekip taktığınız zaman sisteminiz kendiliğinden çalışmaya başlayabilir. Bu, bir sorun olmamakla beraber anakartın BIOS'u tarafından değiştirilebilen bir özelliktir.
Bazı anakart markaları tarafıdan "Restore on AC Power Loss", bazıları tarafından "Power Fail Status" veya benzer şekilde ifade edilen bu özellik, sisteme gelen elektrik kesildiğinde ve tekrar geldiğinde, güç kaynağının sisteme tekrar güç verip vermeyeceğini belirliyor. Sürekli çalışması gereken sistemlerde, elektrik gidip gelse bile bu özellik sayesinde sistem otomatik olarak tekrar çalışır ve sistem kaldığı yerden çalışmaya devam eder.
Bu özelliği değiştirmek için anakartınızın BIOS'una girip, güç yönetim seçeneklerine (Power Management Setup) girmeniz gerekiyor. Burada "Restore on AC Power Loss" veya "Power Fail Status" şeklinde bir ayar menüsü göreceksiniz. Bu özelliğe ait genelde 3 seçenek vardır:
Always off: Elektrik kesilip gelse veya güç kablosunu çıkartıp taksanız bile sistem kapalı kalmaya devam edecektir. "Sistemim kendiliğinden açılıyor" şikayetinde bulunan kullanıcılar bu seçeneği kullanmalıdır.
Always on: Sistem kapalıyken bile elektrik kesilip gelse veya güç kablosunu çıkartıp taksanız, sisteme otomatik olarak elektrik verilecek ve çalışmaya başlayacaktır.
Last State: Eğer sisteminiz açıkken elektrik gidip gelirse ve güç kablosunu çıkartıp takarsanız, sistem tekrar açılacaktır. Ama sistem kapalıyken elektrik gidip gelirse veya güç kablosunu çıkartıp takarsanız sisteme elektrik verilmeyecektir; yani sistem otomatik açılmayacaktır.
Aşağıda, ABIt ve MSI anakartların BIOS'undaki güç yönetim seçeneklerinden alınan görüntüleri görüyorsunuz:
Elektrik gidip gelince sistemim neden kendiliğinden çalışıyor? powerloss abit
ABIT
Elektrik gidip gelince sistemim neden kendiliğinden çalışıyor? powerloss msi
MSI

Cool'n'Quiet Nedir? Nasıl Aktif Hale Getirilir?



AMD Athlon64 işlemciler tarafından desteklenen Cool'n'Quiet (Serin ve Sessiz) özelliği, işlemci voltajının ve fan hızının dinamik olarak yönetilmesine imkan tanıyan bir mobil işlemci teknolojisi. Sisteme yük bindirmediğiniz sırada, işlemci voltajı, hızı ve buna paralel olarak fan hızı da otomatik olarak düşürülüyor ve daha sessiz ve daha serin bir sisteme kavuşuyorsunuz. Athlon64 FX ve Opteron'lar, Cool'n'Quiet özelliğini desteklemiyor.
Cool 'n' Quiet, 3 farklı çalışma modu sunuyor. (Normal, Intermediate ve Minimum). Örneğin 2.2 GHz saat hızına sahip, 1.5V çekirdek voltajıyla çalışan, güç tüketimi 89W'lık bir işlemci normal modunda çalışırken hiç bir çalışma parametrelerine dokunulmuyor. Intermediate modunda, saat hızı 2 GHz'e, çekirdek voltajı 1.4V'a, güç tüketimi 70W'a; Minimum modda, saat hızı 800 MHz'e, çekirdek voltajı 1.3V'a ve güç tüketimi 35W'a çekiliyor. Fan hızları da buna paralel olarak düşürülüyor ve işlemci fanının sesini duymak imkansız hale geliyor.
Cool'n'Quiet, sadece serinlik ve sessizlik üzerine etkili değil. Elektrik tüketimini de oldukça düşürüyor ve bunun faturanıza yansımasını büyük ihtimalle görürsünüz.
Cool'n'Quiet'ın overclock yapanlar için ek faydası, işlemcinin sürekli yüksek voltajda çalışmaması. Sadece yük altında, ayarladığınız voltajda çalışıyor. Hoşunuza gitmezse kapatmak çok kolay.
Cool'n'Quiet özelliğini açmak için önce BIOS'a girip bu özelliği etkin, yani "enabled", konuma getirin. Eğer BIOS'unuzda bu özellik bulunmuyorsa, Cool'n'Quiet özelliğini destekleyen yeni bir BIOS'u anakarta yüklemeniz gerekiyor.
Daha sonra buradan gerekli sürücüyü çekip kurun. Son olarak Başlat -> Denetim masası-> Güç Seçenek'lerinden minimum güç yönetimini seçin. Aşağıdaki ekran yardımcı olacaktır.
CoolnQuiet Nedir? Nasıl Aktif Hale Getirilir? c&caBüyütmek için resme tıklayın.
Artık Cool'n'Quiet açık ve etkin.